Futbolun sadece bir oyun değil, bir kimlik meselesi olduğunu kanıtlayan kulüpler vardır. AS Roma, tam olarak bu kulüplerden biri. Renkleri, stadı, taraftarı ve efsaneleriyle sadece İtalya’nın değil, Avrupa’nın da en özel kulüplerinden biri.AS Roma’nın evi, Stadio Olimpico. 70.000’e yakın kapasitesiyle sadece bir stadyum değil, bir futbol mabedidir. Özellikle ezeli rakip Lazio ile oynanan “Derby della Capitale” (Başkent Derbisi), burada bambaşka bir anlam kazanır. Tüm şehri etkisi altına alan bir savaş gibidir.Roma’nın ligdeki şampiyonlukları az olabilir ama her biri derin anlamlar taşır.1941–42 şampiyonluğu II. Dünya Savaşı gölgesinde, kulüp ilk kez şampiyon oldu. Zorlu koşullar altında kazanılan bu şampiyonluk, başkent için moral kaynağıydı.1982–83 şampiyonluğu ise Efsanevi teknik direktör Nils Liedholm yönetiminde, Bruno Conti ve Falcão gibi yıldızlarla gelen şampiyonluk. Roma’da futbolun yeniden doğuşuydu.Bir diğer şampiyonluk 2000–01 Francesco Totti, Batistuta ve Montella üçlüsüyle kazanılan bu zafer, bir kuşağın hafızasına kazındı. Olimpico’da kutlamalar günlerce sürdü.AS Roma, İtalya Kupası’nı (Coppa Italia) 9 kez kazandı.AS Roma taraftarı olmak,şampiyonluklardan çok daha öte bir şeydir. Bu takım, kendine ait bir ruh taşır. Her maçta, her formada, her marşta Roma şehrinin tarihi, kültürü ve tutkusu hissedilir.AS Roma bir kulüpten fazlasıdır. O, Roma şehrinin ta kendisidir. Onun renkleri, zaferleri ve efsaneleriyle milyonlarca insana “ait olma” hissi yaşatır.